Sen Hiç Şizofren Oldun mu?
Hasan Cem Kırali
10/22/2025


Yağmur damlalarının yerlere çarpma sesleri duyulacak kadar gürültülü, kuvvetli bir sağanak. Taşları sokağın iki yanına sağa ve sola meyilli, Arnavut Kaldırımı bir sokak ve yanında yağmur damlalarının çarpıp, yola sektiği bir beton kaldırım. Üzerinde, yağmurun o yoğunluğunu kaldıramayacak kadar ince; baharın yağışsız, sıcak havaları için dikilmiş bir mont. Sırılsıklam olduğunun farkında olmadan, sen hala daha düşün dur aranızda yaşananları. Onunla konuşurmuş gibi tartış konuları kendi kendine... O sırada önünden geçen bir kadının parfümünde onu bul. Daha da derine dal, daha çok onunla olduğuna inan.
Sonra dur olduğun yerde; sağa sola bakınıp, onu ara. Ne kadar ıslandığının şaşkınlığıyla, çevrendeki insanlara bak, bir de kafanı kaldırıp gökyüzüne. Sırılsıklam olsun yüzün. Önceden o varken; gülücükler, umut dağıtan o cıvıl cıvıl yüzün. Şimdi onun yokluğunda ne kadar renksiz ve donuk bakışların sahibi. Herkeste bulunabilecek o çileli, mutsuz, anlamsız bakışlarla bir amaca hizmet etmeyen, sıradan bir yüzü sırılsıklam et. Bu bile yetmeyecek eminim seni içinde olduğun gerçekliğe, yani artık yalnız olduğuna inanmaya. Anlamak için uğraş verirken yine dal git uzaklara, bu kopuş yaşadığın gerçeklikten. Kimse yoktu tanık ve o hiç var olmadı sanrıları.
Oysa ikinizin maaşının hangi ödemelerde değerlendireceğinizi planlıyordunuz, "Sensiz yaşayamam!" sözlerinde unutuyordun sıkıntılarını; "Biziz ya biziz!" söylemiyle, sana yaptığı yanlış bir tavrı yok sayıyordun ama sanki hiç söylenmemiş o sözler gibi yokluğu. Sonra, evet sonra; böyle... Böyle... Bir kış gecesi. Tarihi su kemerinin orada belediye bankı üzerinde koynuna iyice sokulduğunda bir kış gecesini ısıtmanız. Vardı ya böyle bir an. Hayal görmedin ya sen? Tarihi Yarımada çevresi aşka mekan seçtiğiniz. Şimdi ise; yağmur damlalarının sekerek sokağa atladığı kadar sokağa yakın kaldırımın kenarında, şiddetli bir yağışta, sırılsıklam, sanki o hep varmış ve hala seninleymiş gibi deli deli hallerde sen. Var olduysa o zamanlarda, o hal şimdi nerede? Ya o geleceğe dair, mutlu ve birlikte olacağınıza dair sözler? Ela gözlerinin aşk dolu bakışlarıyla; seni adam öldürecek noktaya getirecek kadar transa sokması? O bebeksi, dolgun, pembe dudakların sana dokunduğunda, sırılsıklam olman? Buluşacaksınız diye bacaklarına kadar inan heyecan kaynaklı titreme nöbetleri? Öyle her gördüğün kadın sanki o. Şairin şiirinde söylediği gibi;
Kimi sevsem sensin
Hayret sevgi hepsini nasıl değiştiriyor
Gözleri maviyken yaprak yeşili
Senin sesinle konuşuyor elbet
Yarım bakışları o kadar tehlikeli
Senin sigaranı senin gibi içiyor
Kimi sevsem sensin
Hayret senden nedense vazgeçilemiyor
Her şeyi terk ettim
Ne aşk, ne şehvet
Sarışın başladığım, esmer bitiyor
Anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli
Dudakları keskin kırmızı jilet
Bir belaya çattık
Nasıl bitirmeli?
Gitar kımıldadı mı zaman deliniyor
Kimi sevsem sensin
Hayret kapıların kapalı girilemiyor
Kimi sevsem sensin
Senden ibaret
Hepsini senin adınla çağırıyorum
Arkamdan şımarık gülüşüyorlar
Getirdikleri yağmur
Sende unuttuğum
Hani o sımsıcak iri çekirdekli
Senin gibi vahşi öpüşüyorlar
Kimi sevsem sensin
Hayret, in misin cin misin anlamıyorum
Attila İLHAN
Şimdi gök gri… deniz gri… çimen gri… orman gri… Yağmur sağanak… Sen yalnız. Sanrılarla kıvranırken, iki bağdaşmayan hayat yaşamışsın gibi… Biri herkesin tanık olduğu yalnızken yaşadığın; biri de senin yaşadıklarını onaylayacak bir tane tanık olmadan sözüm ona onunla birlikte yaşadığın… Şizofren misin len sen?
Hasan Cem Kırali
Sosyal medya hesaplarımıza göz attınız mı?
İletİŞİM
bilgi@kitapveotesi.com
© 2024. All rights reserved.